Filmde en azından tutku, aşk vs var. Ben 3 arkadaşın birbirleriyle yattığı ve bunları çekinmeden birbirleriyle konuştuğu bi ilişkiye şahit olmuşum. "Seninle seviştiğimiz gece değil, o bana yatalım dedi ya işte o gece..." gibi konuşmalar. Umursamadan, hissetmeden, ve tabii ki bilinçsizce. Midem bulanıyor, iğrenç kadınlardan iğrenç adamlardan pis ter kokuları geliyor burnuma ve yalanlar çınlıyor kulaklarımda.
Her şey kurguda kalsa, ya da hayat film olsa. Bitse de gitsek, uyusak umarsızca...
Rüyamda evimin tavanları aynaydı boydan boya ve durup dururken kırılmaya başladı hepsi, sırtımda hissettim bir sürü parçasını. Sadece ellerimi yıkıyordum. Yatağıma gömüldüm yorganın altına, kaçamadım. Daha büyük parçalar geldi ve deldi boynumu, göğüslerimi. Anneme bir şey olmadı, ablama, kuzenlerime olmadı, sadece ben delik deşiktim kan içinde. Ağlayamıyordum şaşkınlıktan, sürprizlere sevinemiyordum. Ölü de değildim diri de. Sadece delinmiş...
Benim çektiğim filmlerin cezası olsa gerek. Az ahlaksız olanından. Üç değil dörtmüş, dün hatırladım. Dört film çekmişim, ve hepsinin karşılığı olarak dört bir yanımdan delecekmiş tavandaki aynalar, öyle duydum. Başka kadınlara bakmayı aldatmak sayan çocuk ben şimdi aldatmayı ve aldatılmayı çok farklı boyutlara taşımışım. Ya şimdi konuşsun yaptıklarım, yaşadıklarım ya da sonuna kadar sussun ve kendimizi kandıralım.
Bitireyim çevirimi de götür beni sinemaya, biraz hayat bakınmaya...
Bu akşam, gitmeden...
8 Mayıs 2010 Cumartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 Yorum:
Yorum Gönder