Pages

2 Şubat 2012 Perşembe

Şimdi Nasıl Cesaret Edelim Öyküleri Mutlu Sonlarla Bitirmeye?


Dünyanın belki de en güzel şehirlerinden birinin belediye başkanısın; kıymet bilmez bir adamsın, şimdi de Haydarpaşa'ya elini uzatıyorsun. Kazandıkların yetmiyor, nereyi bozsam kârdır mantığıyla hepimizin anılarına saldırıyorsun. Ben devlet olsam senin başını ezerim adam, ben devlet olsam elinde kibritle yakmaya çalıştığın Haydarpaşa'dan denize dökerim seni.

Yıllarını orayı ayakta tutmak için veren emekçilerin çalışma alanları, fahiş fiyatlarla kalınacak süper-lüks otel odalarına dönüşecek. Önce internet sitelerinde "Tarihi Haydarpaşa Palace'ta denize sıfır konaklama %50 indirimle!" diye fırsatların çıkacak. Binlerce turisti kazıklayacaksın "boğaz" tokluğuna. Sonra işler boka saracak, neyse deyip yakacaksın yine, dünyanın denize sıfır en yüksek yapısını yaptıracaksın Dubai'den adamlara. "Aman uydu fotoğraflarında şöyle parlak görünüyor, aman dünyanın her yerinden ziyaretçi kaynıyor" diye hava atacaksın sağa sola.

Ben devlet olsam bu fikri bana sunduğunda, o beyinlerini lise çağından itibaren satın aldığın zeki çocuklara yaptırdığın otel planlarını, gelir gider hesaplarını da seninle gömerim. Ah be canım, ben devlet olsam gecekondusunu yıktırmak istemeyen kadınlar gibi çığlık çığlığa kendimi zincirlerim o gara...

O değil de sen devlet olmasan... Bak o daha güzel oldu şimdi. Sen devlet olmasan biz geceleri deniz kokusu almak için gideriz yine garın bahçesine. Şarap sohbetlerinden Ankara'ya gitmek için kalkarız ve son treni yakalamak için koşarız iskeleden. Uzun uzun listeler yapıp İran turumuzu planlarız Haydarpaşa merdivenlerinde. Ya da ilk kavgamızı yaptığımız yere geri döner, bu sefer öpücüklerle ayrılırız sevdiğimizden. Sen devlet olmasan biz çocuk bile doğururuz canım, hem de üçer tane. Kocaman martıları besleyeceğimiz en güzel yerleri yakmasan, yıllar sonra çocuklarımızı da dahil ederiz anılarımıza. Yeni anılar yaratıp belki biz ölümsüzleşiriz bu sefer.

Dünyanın en güzel kitaplarını yazan adamlar da öldürülüyor, gönderiliyor, yasaklanıyor ya da kapatılıyor. Şimdi sen devlet olursan kim yazacak anılarını, kim kadehlerini anılarına kaldıracak, hem de anılarını yazdığı yerde? Hangi çocuk bilecek denizin kıymetini? Hangimiz gidebileceğiz dilediğimiz kadar uzaklara? Kim yaşayabilecek ki sen yaşamak için öldürürken? Şimdi hangi dallar yanacak sen yeşillen diye?

Çok sıkıştırdın beni, çok bunalttın.

Related Posts with Thumbnails