Pages

24 Ağustos 2010 Salı

Tarkan'dan Gülümse Kaderine


Artık durulmayı öğrenmemiz gerekiyor. İçimizde deli gibi bizi iyi ya da kötü aşırıya zorlayan bir ateş var ki dokuz ay oldu hala sönmüyor. İnsanız dedik, geçer dedik, bazen de geçmezse geçmesin dedik. Ama bu öfkenin, tutkunun ve her türlü aşırılığın içimizden çekilme vakti geldi.

Kendi adıma söylüyorum bu içimdeki hiperaktivite, bu dışımdaki uyuşuklukla birleşince hiç hoş olmadı. Dengesizleştim. Bilincimi kaybettiğim bile oldu, ki aptal aptal övündüğüm ve bana huzursuzluktan başka bir şey getirmeyen farkındalığım ve bilincimdir hep. Onu bile kaybettiğimin bilincindeydim fakat. Çok yoruldum, yıprandım, yaşlandım. Hiçbir şey yapmadan aylar geçirdim. Bir haftada bitecek kitapları baktım ki aylardır bitirememişim. Doğru düzgün müzik bile dinlemiyorum. Bir zamanlar sanırım biraz Hollywood filmleri izlemeliyim diyordum, bunu abarttım. Yazı yazmaya gelince; hep bir şeyler yazdım ama geri dönüp baktığımda hep boğuldum. Roman ise hala ilk halinde duruyor. Oyunlar ona keza. Ve en önemlisi de kafamdaki senaryoları bitirememiş olmak.

Asıl sebebim aşktır, insan kendinden utanıyor ya aşık olduğu için hayatının karardığını söylerken. Neyse ki imdadıma başka sebepler de yetişiyor. Çeviriler, iş arama çabaları, saçma iş görüşmeleri, muhattap olunan cepler dolusu boş insan... Sanırım yaşadığım her anı gereksiz yere önemsiyorum. Gördüğüm, adımı söylediğim her insanı hayatıma girmiş kabul edip sorun yaşıyorum. İnsanların boşluklarını doldurmaya çalışırken deliniyorum.

Sanırım deliriyorum. Kafamın içinde aynı anda kendilerini düşündürtmeye çalışan binlerce düşünce var, binlerce olgu ve binlerce olay. Ve fiziksel hayatım... İşte artık yeter dememin sebebi aslında. Vücudum düşüncelerimi kaldıramaz halde. Aylardır verdiğim kiloları almaya çalışıyorum ama tık yok. Üzerimi kurtlar kaplamış, izin vermiyorlar büyümeme.

Eşek kadar oldum, bi kendimi silkelemeyi öğrenemedim. Şu anda sabahın köründe çok az uyumuş ve az sonra saatlerce sürecek olan çeviriyi yapacak bir Simay var. Birkaç gün yalnızım, huzurum şimdiden başladı. Bu koşullar altında bile ellerim bacaklarım orada burada kayıp gidiyor.

Huzurum her şeyden önce gelmeli ve durulmalıyım artık. Ay bilmiyorum, üzmeyin, sinirlendirmeyin işte beni.

0 Yorum:

Related Posts with Thumbnails