Hayır, ağrım sızım yok, sıkıntım yok. Tek şikayetim kaşıntılarım; her yerimdeler. Geçmesinin tek çaresini de ben uyduruyorum. İstiyorum ki akıntıda ucuz, hafif ayaklarımı taşlara basayım. Torba'nın taşlarına. Ya da kemirilmiş çıkayım Didim sularından. Yanayım, yanayım ama uyuyayım.
Bana ait olmayan her şeyi istiyorum, bana ait olanları da vermeye hazırım. Çünkü sıkılabiliyoruz. Neden dönüşümlü kullanmayalım eşyalarımızı? Hadi! Yeni eldivenlerim(küçük elli kadınlardan), ya da yeni yüzüklerim olsun isterim (aynı kadınlardan).
Tatil bana hepsini verir. Bir çanta içinde hepsini taşıyabilirim. Taşıyamadıklarımı omzuma alırım. Sevgilimi bacaklarımın altına koyarım, çadırımı da kolumun altına. Çişi olan Simay'ın yaptığı gibi bacaklarımı kıstıra kıstıra yürümeye razıyım, ve ellerim dopdoluyken dilenmeye. Gözlerime bant yapıştırsam da karanlıkta ayırt etmeye razıyım İstanbul-dışı havayı, manzarayı.
Fazla umursamaz bir pipiriğim ben. Pipiriğim de çok çirkin bi harf yığını oldu, olsun. Ayaklarımda et bırakmasa da balıklar, yüzmeyi öğrenmeye hazırım. Çünkü hala bacaklarım var, ve ellerim, kocaman üçgen bakışları yaratacak.
Evet tatile gitmek istiyorum. Açım, kaşınıyorum.
21 Haziran 2010 Pazartesi
Bacaklarım Var ve Tatile Çıkmak İstiyorlar
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 Yorum:
Yorum Gönder