Pages

27 Temmuz 2011 Çarşamba

Bu Blog Menek Tarafından Hacklenmiştir!


Sevgiler,
Menek

26 Temmuz 2011 Salı

Dokunan


Her anı korku dolu bir yıl daha geçti işte. Artık "Kadınların yaşı sorulmaz" diyebilecek kadınlardanım ben de bence. Ölmek öyle zor bir şey değil aslında, hayatta kalmak ve ölmeyi beklemek daha zor. Her an nereden çıktığını bilmediğim bir kamyon beynimi patlatabilirdi, böylesine tehlikeli senaryolar yazdım kafamda eskiden beri. Bir yıldır da yazdıklarımdan biri olacak diye bekliyorum. Neyse geçti, artık ölmeyeceğimi biliyorum. Bu kuruntu dolu sohbet de böylece sona erdi.

Doğumumdan önceki gece uzun uzun düşündüm her sene olduğu gibi. Uyku tutmadı, oturarak düşündüm. Hep ne olamadığım üzerine düşünüyor, bunlara üzülüyorum. Başarısızlıklarım, mutsuzluklarım ve tabii ki memnuniyetsizliklerim ağır basıyor beynimde, onlara odaklanıp çoğaltıyorum. Yok hayata olumlu tarafından bakmalı gibi deli saçmalarıyla konuşmaya niyetim yok. Sadece kendim için kendimden bir şey diledim o gece; daha az düşünmeyi.

Yaptığım işin kölesiyim, şu anda bu işi yapmaya mecburum, öyleyse neden sorguluyorum hala benim burada ne işim var diye. Bellki ki bir işim var işte. Salak, sus, otur, "iş"ine bak. Kalkman gerektiği zamanı zaten bileceksin. Bırak o zaman yüzün gülsün. Nasıl olsa gülecek. Zırlamanın bir anlamı yok, çünkü demek ki o gücün henüz yok. Otur ve bekle.

Mecburi insan ilişkilerimi düşünmek de beni yoruyor. Bir selamı bile tüm karakterini ele verebilen, sadece gözlem için, deneyim olsun diye muhattap olduğum insanlar... Mecburiyet ortadan kalktığında deneyimi sonlandırıp bir daha hiç görüşme ihtiyacı hissetmeyeceğim sığlıkta insanlar... Onlarla ilgili de gereğinden fazla düşündüğümü ve konuştuğumu anladım. Mecburi de olsa düzgün tutmaya çalıştım insan ilişkilerimi. Bunu da aşmaya karar verdim. Zor olacağını sanmıyorum minik bir çemberde yaşamanın ne kadar zevkli bir şey olduğunu bilen biri olarak.

2011'e girerken bir arkadaşıma söz verdim, bundan sonra şikayet etmek yok, derdim kendimle, kendimi mutlu etsem yeter demiştim. E ama 2011 de öyle boktan geçti ki kendimi yine sonsuz şikayetlerin içinde buldum.

Kendime teşekkür edeceğim o kadar çok şey var ki... İki yılı aşkın süredir benim etimi kemiğimi kemiren bir adamdan kurtuluşum, yeniden hızla kitap okumaya başlayışım, artık daha sakin düşünerek, hatta iki değil on defa düşünerek hareket edişim ve en önemlisi de olmak istediğim insana bir adım daha yaklaşmam (işte burası sürpriz)... Daha da o kadar çok şey var ki anlatılacak hem bu yılım hem bu yaşımla ilgili. Uykum geldi ama, anlatmaya değer mi, o da malum zaten.

Anlayacağın, yeni yaşımda yine yeni aydınlanmalar yaşıyorum. Kararana kadar idare et işte. Her şey depresyonda olmam gerektiği yönünde aslında, ama bu ışıkla biraz daha idare edebilirim sanırım. Muah cınım.

14 Temmuz 2011 Perşembe

Ölmeden Önce Bir Defa Mutlaka


Şu anda yaşadığımın yaşamam gereken hayat olmadığını üçüncü kez anlamamı sağladı bu tatil.

Diğer ikisinde diğer mümkün hayatların çok fazla içindeydim, yine harika deneyimlerim oldu; ama bu sefer mümkün bazı şartları artık kendime, sadece bana olan hayata sokabilme şansım olduğunu da gördüm. Sadece istemenin yetmediği bir durum içinde olduğumu da biliyorum. Haydi bakalım ben gidiyorum, diyerek aslında geri dönmek üzere, ancak kısa süreliğine bir yerlere gidebileceğimi biliyorum. Bu sefer geçici çözüm istemiyorum ama.

Şu kültür şokunu atlatıp, günlük streslerimi ve aslında bana ait olmayan sorumluluklarıma karşı yaşadığım yabancılaşmanın üstesinden geldiğim anda, isteklerime dair bir sürü şeyi de yoluna sokmuş olacağım. Bunu kaç defa burada ya da insanlarıma söyledim bilmiyorum ama ben burada kalıcı değilim. Beni burada tek tutabilecek şey kocaman bir mucize. Adı üzerinde...


Hayatımı sevmediğim, etrafımdaki herkesten tiksindiğim o anda kendimi en sevdiğim filmlerden birinin içindeymiş gibi hissetmemi sağlayan müthiş bir tatil geçirdim işte. Geçirirken bile biteceğini biliyordum, bunu bilmeme rağmen elimden bir şey gelmediği için yarı aşağı kıvrık dudaklarımla o sıcak günleri geçirdim tamam. Dönmeme rağmen canlı kafamdakiler hala, solmadan gitmeliyim, daha önce yaptığım gibi hatıraya dönüştükten sonra gaza gelişler doğru değil. Bu sefer solmadan...



Bu topraklardaki en güzel ve özel yerlerden biri Kabak, ve eğer kaderimi gerçekten artık ben yazacaksam, koyu koyu o deftere işleyeceğim bir yer. Teşekkür etmekle, edebilmekle ilgili sıkıntılarımız var biliyorum; ama gerçek ötesi geçen bu birkaç günü bana sağlayan "işim" dahil her şeye teşekkür ve şükür ediyorum şimdi.

Daha mutluyken görüşelim, olmaz mı? İçim dar...

Related Posts with Thumbnails