I ain't gonna leave you diyor şarkının sonunda ki... İstiyor istiyor bırakamıyor ki... Anlatıyor anlatıyor vazgeçemiyor ki... Anlatıyor, ağlıyor, istiyor, istemiyor, istiyor, anlatıyor, anlaşılmıyor, isteniyor, istenmiyor, içiyor, bırakıyor, boşlukta duruyor, dans ediyor, ağlıyor, gülüyor kahkahayla, seviyor, istenmiyor, seviliyor ve sevilmiyor.
I never never never gonna leave ou diyor ama adam aşık olmuş, belki sarhoşken belki ayıkken belki sağlam belki yamukken ama aşık olmuş. En güzelini Robert Plant söylüyor ama aşık olmuş, bırakamıyor, çok seviyor, kafası iyi ya da değil; bırakamıyor. Kafam iyi ya da değil, yalnızım ya da değilim, ağlıyor ya da gülüyorum, içiyorum ya da susuyorum, bağırıyorum ya da yutuyorum... Fark etmez, i ain't gonna leave you, i love you...
28 Mayıs 2009 Perşembe
14 Mayıs 2009 Perşembe
Aklım Mı Çıkacak?
Seviyorum işte müzik dinlemeyi de. Hep eleştiriliyor müzik dinleme şeklim. Banane! Bunu yazarken de Beth Orton dinliyorum mesela. Sırf oturup beynimin tüm hücrelerini ona vermiyorum diye, yazı yazarken geriden geliyor diye şarkıyı anlayamayacağımı nerden çıkarıyorsun ki? İnsan beyni muhteşem bi hayvan. :) Ben ruhunu hisseden bi insanım, kendini bedenden ibaret sayanlara inat ruhumla yaşıyorum. Her şeyin içine aynı anda girebilirim istersem.
Şu an kanatlarım çıksa şaşırmam. Yok yok melek olacak kadar iyi değilim, peri olacak kadar hisli olabilirim ama o da değilim. Sadece bir çift kanat, evet tam da şimdi çıkmalı. Mutluluktan da değil, uçmayı hak ediyorum sanki sadece. Her şeyi geride bırakıp istediğim yere bir defa da olsa uçmayı hak ediyor olmalıyım. O boğazı uçarak geçmeliyim en azından, yürüyerek olmayacağını biliyorum. Uçmanın imkansızlığını tartışmak istemiyorum şimdi. :P
13 Mayıs 2009 Çarşamba
Balçık
Oturduğum yerden, yattığım yerden kalkmak istemiyorum bugün. Bir üşengeçlik, mayışıklık, baygınlık var. Günlerdir giremiyorum nete adam gibi. Sadece kendime ayırdığım zamanınsa azalmasını izliyorum yavaş yavaş. Sınavlarım açıklanmıyor, ödevim için bir şey yapmıyorum, derslere girmiyorum, uyumuyorum, uyanmıyorum. Hayatım kötüye gidiyor izlenimi de olmasın, çok mutluyum hâlâ. Sadece bugün bunalmış uyandım yalnız başıma. Kütüphaneye gidip araştırma yapıcaz bugün, belki açılırım. Yarın da oturur outline çıkarırım ödev için. Şu reklam ajansından da haber çıkmadı, öğrenci olmak hep engel olacak bana sanırım. Bitsin artık, boş zamanlarımdan sıkıldım.
Dün onu da konuştuk aslında. Geçen gün geçirdiğimiz boş gün ne kadar a güzeldi. Üst üste olmasın tabii ki bu günler. Arada akşamlara kadar uyuyalım, film izleyelim, yatıp hayal kuralım, konuşalım, gülelim bol bol, sevişelim, uyuyalım, uyanıp yine gülelim. Boş gelmiyor kulağa aslında; ama insan ilişkilerinde ilerleme hariç bir şey katmıyor entelektüel hayatımıza bu gibi boş günler. Bugün de onlardan biri olmasın, yalnız kalmak istemedim bir anda. Şimdi giyinmem ve 4'te Mecidiyeköy'de olmam lazım.
Off, uyanmalıyım!
Ol!
Olmuyor mu?
Oldur!
Yok!
Gittim!