Öncelikle zahmet olmazsa şu şarkıyı bi' açıver.
Hatırlamanın tüm aşamaları bu şarkıda gerçekten. Önce yalnızca hatırlıyorsun.
Zihnin, olanları yeniden canlandırmaya başlıyor. Gözlerinin önünde sakince izliyorsun.
Sonra her hatırlamak gibi bu hatırlama da sana batıyor. Bağırıyorsun; içinden ama. Çünkü duyurmaya gerek yok. Çünkü anlaşılsın istemiyorsun. İnsanlar seni ağlarken hatırlasın
istemiyorsun. Bağırmalarına hep bir mazeret bulmak istiyorsun. Bağırdım bağırmasına da, diyorsun; evet bağırdım, ama... diyorsun. Bu seferki öyle değil. İnsan içinden acı içinde bağırdığında,
bedeninin içindeki kanallara doğru ağladığında ne mazeret ne sebep göstermek zorunda kalıyor. Kendinle başbaşa
olduğunda hatırlamak işte böyle koyuyor. Gözlerinin önündekinin geçmişe ait bir
perde olduğunu anladığında gene sakinleşiyorsun. Bağırıp çağırıp, ağlayıp
zırlayıp o başladığın noktaya, hatırlamaya geri dönüyorsun. Hatırlamak, içinde
acı birkaç saniye taşısa da
işte her zaman bu şarkı kadar görkemli geliyor. Sen anlamasan da yükseliyorsun.
Şimdi aşağı bakabilirsin ama, geçti. Bitti.
Not: Balmorhea, önümüzdeki ay Salon'a geliyor; gidelim mi?
Not: Balmorhea, önümüzdeki ay Salon'a geliyor; gidelim mi?