Pages

12 Nisan 2013 Cuma

Terim Suratım Yesin Seni

Bu sabah bir arkadaşımın Facebook iletisiyle uyandım. “Yataktan Avrupa Ligi'nde yarı finalist olarak kalkmak muazzam bir duygu :)” En ilgi çekici olan buydu, ana sayfada aşağılara indikçe Cuma sevinci bile söndü içimde. Bu arkadaşımı ya da arkadaşlarımı yermek değil amacım, sadece anlamıyorum. Bundan sonrasında sözüm meclisten dışarı; ama insanlar çok yakın arkadaşlarının başarılarına, mutluluklarına bu kadar içten sevinmiyorken bir takımın başarısıyla nasıl mutlu uyanabiliyor, başarısızlığıyla nasıl böylesi üzgün yatabiliyor, sormadan edemiyorum.

İnsan ilişkileri çok düzgün olsaydı dünyada, belki de bunu anlayabilirdim. Düzgün insan ilişkisi nedir, bilmeyecek kadar deneyimsiziz bu konuda zaten, sadece arayışındayız. Ancak içten içe birbirlerini kıskanan insanların “dost” diye birbirlerine sarıldığını gördükçe, futbol takımlarına olan bu fanatiklik, sanki kendininmişçesine sevinme ve bu coşku bana boş geliyor. Yok, aslında boştan daha öte bir zarf olmalı burada. Balon gibi desem onun bile bir varlığı var. Nasıl bir zarf, bulamadım. Bu hissiyat için bir kelime dahi bulamayacak kadar alıştırmışız kendimizi.

Bir futbol takımının yarısı bile olmaya razı oluyor insan bu durumda. Belki her uyandığında değil de, belki durduk yere “kanım Simay renginde akıyor,” dedirtecek kadar değil de, en azından gördüğünde “ah ne güzel arkadaşım var” diyebilen arkadaşlar olsa. Öylece havaya karışan sevinçlerimizin yarısını başkalarının sevinçlerinden dolaylı yaşasak.

Related Posts with Thumbnails