Pages

9 Ocak 2012 Pazartesi

Hepsi Yalan, Yarın Sakın Uyanma!


Dün Paprika'yı izledik. Rüyalar alemiyle birazcık ilgili olanlar için derin ve etkileyici bir film. Ne kadar çok rüya gördüğümü sen de öğreneceksin bir zaman sonra; o zaman neden bu kadar üstüne düştüğümü de anlayacaksın, neden bilinç aleminde değil de bilinç altı diyarlarında daha çok dolandığımı sen de göreceksin.


Annem dünyanın gerçek olamayacak kadar kötü olduğunu düşünüp aslında bilinç sandığımızın bilinç altımız olduğuna karar vermişti geçenlerde. Ancak bilinç altının yaratabileceği detayda ve ağırlıkta fena insanlar ve gerçek dışı kötülükleri var uyanık olduğumuzu düşündüğümüz her anda; hak vermiyor değilim. Ancak kendimi rüyaların asıl yaşamım olduğuna inandırırsam bölünür deliririm.


Rüyalarım, bazen "bitsin artııık" diye çığlık atarak kendimi uyandırdığım kasvetli, puslu yaşantılarım, bazen de lütfen saat çalmasın, bu neşe bozulmasın diyerek keyif almaya çalıştığım anlarım. Yoksa annem haklı mı? Yoksa çalan saat uyanmamız için değil de "haydi kabus zamanı" diye yorganı üzerimize çekmemiz için mi var? Yoksa gerçekten uçuyor muyum ben, kanatlarımın çıkmasını beklemeden? Ya da her rüyaya dalmadan önce içine girdiğim kırmızı oda, düştüğüm merdivenler, merdivenlerin sonunda beni bekleyen rüya da benim rutinim mi? Saat çalar, kahvaltı yapılır, işe gidilir, gelinir ve uyunur rutini aslında her gece gördüğümüz daha aydınlık ve çok gerçekçi bir kabus mu? Hafta sonu yapılan keyifli uzun kahvaltılar da bilinç altımızın bize onca kabusa katlandığımız için verdiği ödüllü, renkli ve zengin rüyacıklar mı?


Asla gerçekliğini savunamam iki ihtimalin de. Asırlar öncesinden güneşin doğuşuna göre günün ve günümün belirlendiği bir hayat işte; gerçek mi, kurgu mu, doğru mu yanlış mı bilemiyorum. Önüme ne konulursa yiyorum memnuniyetsizce.



Not: Filmin görsel efektleri, kurgusu, kelimeleri ve özellikle sahne geçişleri harika, rüyalarla ilgili olmayan bir sinema sevdalısıysan da izlemen yararına. :*

Related Posts with Thumbnails