Duygularından arındırılmış bedenler, sayamadığım kadar fazlalar. Nedensiz alkışlar, çığlıklar... Bir zamanlar aralarında olduklarıma bu kadar uzaktan bakışlarım boşa değil. Kötü, karanlık, boş olmamalı günler; eğlendi gösterip içini karartmamalı gençlik. Biraz samimiyet(yine her zamanki gibi) her şeyi çözmeye yeterli. Kimse tek başına güçlü değil, ama kişi bunu bilmeli. Her zaman birilerine ihtiyaç duyduklarının farkında olmalı insanlar. Davranışlarına uzaktan bakabilmeli, evet aslında yapıyorum. Dar alanda geniş mekanlar yaratmalı insan kendine. Dans etmeli; şu anda edemesem de -ki çeşitli sebepleri var- sarhoş olunmalı kesinlikle. İnsanlar seni bilebilmeli, şeffaf olamıyorsan bunu alkol senin için yapmalı. Sevişmeli bol bol...
30 Ekim 2009 Cuma
Duvar Yıkıcı
18 Ekim 2009 Pazar
Beni Duyan Mısın?
İnsanlar beni, "Evet, hep mutlu olabilen kız bu." diye tanıtırken şimdiki halime bak! "Çok mutsuzsun yavrum", "Öf ne düşüncelisin, ne derdin var böyle?" diye laf atıyor şimdi sokaktaki insan. Benim bu görüntümün sen de farkında olmalısın aslında. Bunu bana nasıl yakıştırıyorsun da beni üzmeye devam ediyorsun? Seni huzursuz edebilecek her şeyden sakınıyorum. Ben, "Şuraya gitmek istiyorum, gidebilir miyim?" diyecek bir insan değilim. Başına buyrukluğum değil bu, özgürlüğüm. Üzmekten çekinerek özgürlüğümü kısıtlıyorum. Yıllardır kimseye hesap vermeden (ailem dahil) istediğim zaman istediğimi yaptım. Bana zarar getirmeyeceğini bildiklerimiyse hiç düşünmeden yaptım. Benim hayatımı benden çalan Ali'yi zor da olsa çıkardım hayatımdan. Artık aptal aşık değilim. Yeter ki senle olayım düşüncesiyle kişisel tatminimi ikinci, hatta var olmayan bir plana atamam - ki kişisel tatmin, üzerine yaşadığım, mottom haline gelmiş bir kavram. (Sanmıyorum ama burada yazdıklarımı okuduysan anlamışsındır.)