Sevmiyorum işte böyle çok uyumayı artık. Rüyalarımı hatırlamıyorum çünkü. Sayfalarca yazılacak rüya görüyorum, kalktığımda sadece beynim şişmiş, başka hiçbir şey yok.
Sabah bi ara çok güneş vardı, uyandırdı ne güzel, sıcak. Ağlamadım ben de. Şimdiyse uyduruk bir kahvaltı ve ben bu karanlık havadayız. Yine de ağlamıyorum. Daha zengin hisler içinde olmalıyım. Bunun o kadar bilincindeyim ve de o kadar tersine davranıyorum ve hissediyorum ki... Zavallı psikolojisinden çıkamadım daha, kendine acıma duygusu hala kocaman oturuyor içimde.
Uzun zamandır ilk defa "geçecek" diyebildim ama kendime. Geçecek. Umudu verense ölümün kardeşi, yoldaşı, gözyaşlarının yandaşı. Olsun, ölüm de geçecek, uyku da, ağlamayacağız uzun süreler kendimize. İnsan değil miyiz ne de olsa? Başkalarının hayatlarına ağlayıp unutacağız sürekli. Bırakacağız bize de başkaları ağlasın.
6 Şubat 2010 Cumartesi
Sabah Bu, Sabah Bu Değil
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 Yorum:
Yorum Gönder