Pages

7 Aralık 2010 Salı

İkinci Elime Dokunma


Bayılırım ikinci el eşya satan dükkanlara. Başkalarının giydiklerine, okuduklarına, kullandıklarına sahip olmak bana heyecan veriyor. "Neden bunun altını çizmiş, bu ceketin dirsekleri nerede otururken yıpranmış, bu çantaya neler doldurup hangi sokaklarda dolaşmış bu insan?" Bunları düşünmek ve her şeyin üzerine biraz hikaye yazmak hoşuma gidiyor. Zaten bence ikinci el eşya kullanmanın zevki buradan geliyor. Yoksa ne daha ucuz ne de daha uzun ömürlü. Başka hayatlara bulaşmanın keyfi var sadece. Benim için tabii...

Bazıları ikinci el olayını yanlış anlıyor sanırım. Ben de arkadaşlarımın kullanmadıkları eşyalara hemen atlarım, ama "Şundan artık bıksa da ben giysem" diye göz koymam kimsenin kazağına. "Şu kitabı rafın arkasına koyayım gelmişken, unutsun varlığını, o sıkılmasa da gelir çalarım bir gün, ruhu duymaz." İşte bu, ikinci el mantığına terstir. Ve bunu arkadaşlar yapıyorsa bu arkadaşlığa da terstir; tamamen yanlıştır.

Konumuz ne çalınan bir kitabım ne de bir arkadaşımın göz koyduğu kazağım. Konumuz bana ait olmayan bir şey oysa. Ne bana ait olmasını istiyorum zaten, ne de benim sahiplendiğimin düşünülmesini. Ben o kitabı okudum bir defa, o kazağı da delik deşik ettim zaten. Şimdi sen bu soğukta delik deşik bir kazakla oturmuş son sayfası tarafımdan yırtılan kitabı okumaya çalışıyorsun arkadaşım. Ölürsün sen benden söylemesi, hem donarak hem merakla.

0 Yorum:

Related Posts with Thumbnails