Dün bir kariyer sitesinin kişilik envanteri testini çözdüm. Bana "hayatınızda büyük bir değişim yaşadınız mı?" diye sordu. Cevap vermek için sadece 120 saniyem vardı ve ben hiç düşünmeden yaşadığım en büyük değişimi yazdım. İşte yaşadığım en büyük değişim o kadar kısa sürede anlatılabilecek bir şeymiş dedim sonra da.
"Peki bu değişim sonrasındaki tutumunuz ne oldu?" Bu sefer 60 saniye... Eskiden olsa değişimlerim sonrasındaki tutumlarıma bakarak "HİÇ" diyebilirdim. "Sadece devam ettim" diyebilirdim. Ancak o 60 saniyede yazacak o kadar fazla şey buldum ki bu sefer. Bunun gibi bir sürü soruya uzun uzun cevaplar verdim. Karşımdaki robotla bildiğin dalga geçtim. Şimdi işverenler o test sonuçlarına göre beni değerlendirecekler, ne garip, ama deneyim aramalarından çok daha iyi belki de. İki dakikada kim yarım sayfa kusabilir ki? Hehe :)
Yaşadığım değişime gelince... Kesinlikle Barış'la ayrılmak değildi bu. Ona zaten bir süredir hazırlanıyordum. Tek yapmam gereken bu sefer daha istikrarlı bir ayrılık yaşamaktı, yapıyorum da. O konuda neredeyse hiç zorluk çekmiyorum; iki ya da üç günde bir sorguluyorum sadece. Neden ya? Aslında ne kadar saçma birlikte olmamamız diyorum. Sonra hemen bunları söyleyen Simay'ı susturuyor etrafımdaki güzel olan her şey. Yaşadığım değişim verdiğim karar oldu aslında. Tek ortak noktaları aynı döneme denk gelmeleriydi belki. Ya da en fazla "nasıl olsa artık beni bağlayan hiçbir şey yok buraya" düşüncesi kararımı tetiklemiştir.
Ben gidiyorum, yani hemen değil ama gitmem gerektiğini anladım ve gitmeye karar verdim. Karar verdim işte ya. İzleyecek film seçmekten daha zor bir karar ve de. Daha önce iki, hatta üç, hatta dört kişilik planlar yapıyordum gelecek için. Sonra hiç plan yapmamaya başladım. Nasıl olsa ölüp çürüyecektim ve ölü bir bedenin yapacaklarıma hiç de ihtiyacı olmayacaktı. Şimdiyse oturup bir güzel aydınlandım ve yakın gelecekler için plan yapmanın bir sakıncası ya da zararı olmadığını gördüm.
Yaşadığım bu değişimi şu anda ifade edemiyorum, dün o küçücük kutuya bir güzel sıkıştırıvermiştim oysaki. Şimdi detaylardan bahsetmek biraz garip geliyor, nelere karar verdiğimi ve bu uğurda attığım adımları bir bir anlatırsam değersizleşeceklermiş gibi geliyor. Ama çabalıyorum, anlaşılacağını da biliyorum zamanla. Benim gerçek değerimin bilineceği yerlerde olmak için bacaklarımı normalden daha fazla açarak adım atıyorum hiç alışkın olmadığım şekilde.
Bir keresinde demiştim, "gideyrum yeşil ülkeye, geleysun?" diye. Şimdi sormama gerek yok, sadece gideyrum ben, haberin olsun. :)
12 Aralık 2010 Pazar
Diliyle Ritim Tutan Kız
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 Yorum:
Yorum Gönder