Pages

21 Aralık 2009 Pazartesi

Kimsiniz?

Neden en çok sevip değer verdiklerim değil de, tanımadığım ya da unuttuğum insanlar yanımda? Bu gerçek bir yanındalık mı? Elbette inancım kalmadı insanoğluna. Çıkarcı olamadım hiçbir zaman ama karşılıksız sevgi de olmamalıymış yahu, buna inanıyorum artık. Zaten buna çoktan inanılıyormuş da ben malmışım herhal. Güzel!

--------------
Herkes "kendi" olarak beni üzüyorsa, ben neden kendim olup durumumu düzeltemiyorum? Gücümü hissettiğimde neden kendi oluyor herkes yine karşımda? Bana bir kasıt olduğunu düşünmeden edemiyorum. Yoksa neden?

15 Aralık 2009 Salı

itiraf nokta kom

Yok, bu sefer, geçirdiklerimi yazamayacağım. Hani yazsam yanlış anlaşılmaya çok elverişli diye değil tam olarak. Bazılarını kendine söylemek de zor gelir ya, "evet, ben çocuklara tecavüz eden bir sapığım" diyebilmek gibi işte. Öylesine büyük...

Hoş, dahası yok. Olmasın da, zararlı...

11 Aralık 2009 Cuma

Nüü

Her şey mi geçiyor ya? Geçmeyeceğini düşündüğüm, kaldıramayacağımı düşündüğüm her şey mi siliniyor? Ne ilginç yaratıklarız. Mutlu olmayı özledim. Yavaş yavaş fark ediyorum ki zaten çok da mutlu değilmişim. İhtiyacım olan şimdi yeni yüzler, yeni kitaplar, yeni filmler, yeni müzikler, her şeyin yenisi. Zaten oluşturmaya başlamıştım bu fikri kafamda. Tek isteğim bu dönemimde biri olmasıydı işte yanımda, zaten çok da eski olmayan. Olmuyormuş demek ki her zaman her istediğin. Olanlarla yetinip yeniden güçlü olduğumu görebilmek istiyorum. Güçlü hissedip olamamak, acıyı bile bilinçli yaşamak, kendine zarar verdiğini bilerek zarar vermek en kötüsü zaten. Sigara içmek gibi aslında; farkı zevk almaman, gittikçe zarara odaklanman oluyor.
İnancım yerine gelmekte, yapılan misillemeler beni gülümsetmekte, umudum artmakta; yok boş umutlar değil. Bana ait olanlar.
Ne kadar istemesem de şu sunumu hazırlamalıyım artık. Kafamda çok farklı şeyler var aslında, yüksek lisans bırakmak gibi, KPSS'ye girip bi üniversiteye girmek gibi, kolaj resimler yapmak gibi, fotoğraf çekmeyi öğrenmek gibi, hatta pinhole deneyimi gibi, şu senaryoyu bitirmek gibi, fimoyla küçük bir dünya yaratmak gibi, renkler gibi işte kısacası. Unutmaya zorladığım her şeyi hatırlayıp yine Simay olmak gibi. Belki içimdeki çelişki ve acıyla, belki onlarsız, belki yalnız, belki birileriyle.
Dostlarımla olmak istiyorum bu ara, hatırlamak için büyük yardımcı çünkü.
Hatırlatın...

6 Aralık 2009 Pazar

Piccadilym

"Artık" diye bir şey kalmadı, "bundan sonra" diyemiyorum. Simay nerede, kimlerle, ne yapıyor, neden? gibi sorulara verilecek cevabım da yok. Ne soru sormaya ne cevaplamaya yetiyor beynim. Düşüncelerim yarıda kesiliyor tarafından. Kötü anları düşünemiyorum "o"ndan başka. Aklıma gelen her güzelliğe bir çizik atıyor "o an" da. Yalnızlık öyle kolay değil, hele ki insanın bilmediği sorunları varsa... Ya en dibe batarsın göz göre göre-asla yaptırmam; ya da tutarsın çekiştiririz seni hep birlikte. Kendimi durumumdan soyutladığım kadar durumundan soyutlayamıyorum, yapamam da. Ben de kendimi biliyorum. Olmaz...

5 Aralık 2009 Cumartesi

Olmaz!!!

Çok mutsuzum ve çok seviyorum. Aynı anda yaşamamalıydım.

1 Aralık 2009 Salı

Hiç Mi?

Dün sıraladıklarım kapının eşiğinde...

Earth Angel dinleyip dans edemeyeceğiz?

Güne Candy ile başlayamayacağız?
İkiye ayrılıp oyun oynamayacağız?
Bana göre olduğunu iddia ettiğin ve aslında tam senlik oyunları indirirken heyecanlanmayacaksın?

Film seçerken bana güvenmeyeceksin?

Avatar'ın 4. kitabına geçemeyeceğiz?

Balkonda çiçekleri tamir etmeyeceğiz?

Semipiç'e yem almayacağız?

Doğum günlerimizi bir daha kutlamayacağız?

Bana kedi sevmeyi öğretmeyeceksin?

Balkondan bacaklarımızı sarkıtıp aşağı laf atmayacağız?
Çingeneler gibi göbek atmayacağız?
Dönüşlere devam etmeyeceğiz?

Otostop çekmeyeceğiz?

Tıra binmeyeceğiz?
Kamerayı yola koyup rol kesmeyeceğiz yanından geçerken?

İçki çalmayacağız?

Galataya yürümeyeceğiz geceleri?
Sınavlarında dışardan destek vermeyeceğim?
Gece acıkıp çorba içmeye, tatlı yemeye çıkmayacağız?
En güzeli evde yemek deyip alışverişe çıkmayacağız?
O paylaşamadığın fırında makarnayı benimle de paylaşmayacaksın?

Narlı votka içmeyeceğiz ilk günkü gibi?
Senin uyumanı bekleyip, boynuna sokulmayacağım?
Seni öperek ve kızdırarak uyandırmayacağım?
Domatesli yumurtalar sabahları seni tatmin etmeyecek?
Et krizlerini birlikte geçirmeyeceğiz?
Yemekten sonra zehirlenip saatlerce uyumayacağız?
Fotoğraf çekmeyeceğiz?
Ufonun karşısında titreyip, hemen ardından terlemeye geçmeyeceğiz?

Datça'ya gitmeyeceğiz?

Uludağ'da kaymayacağız?
Bana yüzmeyi öğretmeyeceksin?
Beni suda zıplatmayacaksın?

Gece boğulmayacağız?

Yat almayacağız?
Benim soğuk odamda kendini sanata adamayacaksın?
"Sen ne anlarsın ki?" deyip müziklerimize bok atmayacağız?
Kanatlarını keserken gülme krizine girmeyeceksin?

Bilinmeyene sık sık seyahat etmeyeceğiz?

TOEFL motoru alıp istediğimiz an yok olmayacağız?

Yılbaşında herhangi bir yerde çadırda şarap içmeyeceğiz?
Göbeğinde kafamı hoplatmayacaksın?
İnadına ayaklarını suratıma dayamayacaksın?
Ameliyatından sonra gözünü açtığında beni görmeyeceksin?
Yumuşakçalardan makas alamayacağım banyodan sonra?
Uyanıp film gibi rüyalarımı anlatmayacağım bi saat?

"Her yerimi ısır Simayım, ama noolursun yanaklarımı ısırma, çok acıyoo" demeyeceksin çocuk gibi?

Kocaman lunaparklara gidip korkunç aletlere binemeyeceğiz?

İzmir'de yaşayamayacağız o koca sahilde?Interraille ülke ülke sürtemeyeceğiz?
Kız kulesine, Galata'ya çıkamayacağız?
Can yeleği çalıp sokaklarda düdüğünü öttüremeyeceğiz?
İstanbul'un gezmediğimiz yerlerini dolaşamayacağız; mesela Kanlıca'da yoğurt yiyemeyeceğiz?
Hatay Dürüm'ün sahibini bulup bi kebap yaptıramayacağız?
Bi kumpire iki kaşık daldırıp sokaklarda doyamayacağız?
Chivas Regal yudumlayıp 80ler partisi yapamayacağız evde?
Senin uyduruk kokteyllerinden tadamayacağım bir daha?
Kocamaan bir mutfağımız olmayacak, sığışabildiğimiz?
Ellerini yumuşatmak için kremler almayacağım, ya da maske yapmayacağız sana?
Yuvarlanamayacağız karda? Hiç kar görmedik ki beraber.
Koca şemsiyenin altına beni sokmak için omzumu çekiştiremeyeceksin?
Kıyafetllerimi kıskanmayacaksın?
Birbirimizin bilgisayarlarına bok atıp kendikilerimize küfretmeyeceğiz?
Koşma yarışı yapamayacağız bir daha Simge, sen, ben kafamız güzelken?
Büyülü mantar sote yiyemeyeceğiz?
Tüm gece parklarda sallanamayacağız?

Cihangir parkında sabahlayıp sabah sporu yapamayacağız?

...

O kadar uzun ki yaptıklarımız, yapacaklarımız; ve kafam o kadar çalışmıyor ki şu anda...
Hiç mi özlemeyeceksin yaşadıklarımızı, hayallerimizi, bizi?

Related Posts with Thumbnails