Pages

11 Mart 2010 Perşembe

Karavan Senden Gaz Benden

(şimdilik siyah-beyaz)

Teoman'ın iki tane şarkısının çelişkisindeyim bu ara. Şöyle ki:

Herkes gibi
Olmayan hayaller peşinde
Yalnızım
Kelimeler acıtır canımızı
Bilmeden
El yordamıyla koşarken
Dinle artık duymuyoruz
Yalama hayaller
Sonunda
Dünya dünya
Dünya dünya
Dünya aslında yanı başımızda
-------------------------------------
ruhidir benim adim hiç çıkamam evimden 
dostlar uydururum hayali mutluyumdur bu yüzden 
bir çiçek dürbününden insanlara bakarken 
bir gün bir istasyon gördüm trenleri geciken 
yolcular ellerinde tek gidişlik bir bilet
henüz bilmeselerde hayat bundan ibaret 
istasyon insanları burdalar tesadüfen 
aynı rüyayı görüp ayrı yerlere giden 
eskiden çok eskiden ben daha çok küçükken 
henüz cennet plajı otopark olmamışken 
mercanların arasında küçük balıklar vardı 
en güzelleri el boyunda kavuniçi olanlardı 
bir gün bir rüya gördüm o kavuniçi balık benmişim 
büyümem beklenmeden afiyetle yenmişim 
istasyon insanları burdalar tesadüfen  
aynı rüyayı görüp ayrı yerlere giden  
ruhidir benim adım bir sırrım var saklarım  
ama görünce anlarsınız 
yalniz dikkat acımayın 
acınmak canımı en çok acıtandır!!!

Bu sözlerin yaratacağı çelişki çok açık, yazmaya gerek yok fazlasını...

*
Hayal kurmaya bayılıyorum. Dostoyevski, Yeraltından Notlar'da bi yerde insanı hayallerinin ve arzularının bilinçli olmaya götüreceğini yazmıştı. Mantıklı ve gerçekçi olmaya bağlanınca kendisinin de "kıskanıyorum aslında" dediği normal insanlardan olacağımızı söylemişti. Bu kıskançlık ironi tabii. Kitaba baktım aslında alıntı yapacaktım da okyanus gibi kitap, bulamadım.

Neyse şimdiye dek en sımsıkı tutunduğum hayal bir karavanım olması, bunu fark ettim. Hayal ettiğim bir sürü şeye ulaştım, bir sürüsüne de ulaşamadım. O yüzden her zaman gerçekleşme ihtimalinin yüzde 50 olduğunu düşünüyorum hayallerimin. Bu da bana umut veriyor işte ne güzel. Ölmek için yaşıyorsak ve bunun bilincindeysek araya hayallerle renk katmanın hiç zararı olmaz bence. Nasrettin Hoca'nın ya da Gülşen'in dediği gibi: Ya Tutarsa? hehe :)

Gelelim karavana. Hayatıma giren herkesin kafasına sokmuşumdur bu karavanda yaşama hayalimi. Arkadaşlarım, sevgililerim hep ortak olmuştur bu hayalime. Şimdiye dek insanların çoğunun bu hayalimi gerçekleştirip başımı alıp gideceğime, ormanlarda, sahillerde yaşayacağıma inancı yüksekti. Simay o güçte bir insandı. Ben şimdi o gücü kendimde pek bulamıyorum, geçici bir durum aslında, bunu da biliyorum. Kendimi, beynimi biraz toparladığımda bunun için uğraşmaya devam edeceğimi de biliyorum. Sadece biraz geçsin diye bekliyorum.

Şimdiye dek hayallerimin örtüştüğü hiç kimseyle karşılaşmadım. Ortak hayalimin en fazla olduğu insan da benden güçsüz durumda zaten, tek söylediği "olacak!". Hayır işte olmayacak. Böyleysem, böyleysen olmayacak. Olması için bir şey yapmıyorsan ve yarı baygın beynin yerlerdeyken bunu söylersen olmayacak. Böyle devam ederse ben de gideceğim, hayalimi yaşarken geride kim mutsuz kalmış önemsemeyeceğim günler yaşayacağım.

İzin verme yalnız gitmeme işte. Yerde dağılmış beynini avuçla, kaldır, yıka, yıkat, kullanılır hale gelsin. O zaman dinlerim sözünü. Uzaktan baktığımda sana benze, o zaman dinlerim, ortak ederim seni yine hayalime. Ama bana şimdi bir şey ifade etmiyor yerlerde sürünürken geçen şu diyalog:
-Karavanı senden gazı benden. Ne dersin?
-Tamam
-Alabilecek misin?
-Evet.
-Alabilecek misin diyorum. Ona göre gaz vericem.
-Evet alıcam diyorum.
-Hadi kalk, peki.

Bundan sonra bununla ilgili tek laf etmem. Yerden kalkmazsan gözlerimi göremeyeceksin artık. Gözlerime bakmadan söylediğin sözlerse bana ulaşmıyor haberin olsun. Karavanı al ve gerisini bana bırak. Ayakta olalım, tek düşüşümüz uykular olsun. Dedim ya ormanlar senin, denizler benim gözüme dolsun, gerisini biliyorsun...

0 Yorum:

Related Posts with Thumbnails